Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Belirtiler, Sebepler ve Yönetim Yöntemleri

Uzm. Dr. Yaprak Arslan Psikiyatrist & Psikoterapist

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ancak yetişkinlikte de etkilerini sürdürebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB, bireylerde dikkat sürekliliğinde zorluklar, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi belirtilerle kendini gösterir. Modern yaşamın karmaşık dinamikleri içerisinde, DEHB'nin bireylerin eğitim, iş ve sosyal yaşamları üzerindeki etkisi oldukça önemlidir. Bireyin kapasitesi ile uyumlu bir düzeye ulaşamadığı duygusu olur. Bu yazıda, DEHB’nin belirtilerini, nedenlerini ve yönetim stratejilerini ele alacağız.

DEHB’nin Belirtileri
DEHB üç ana belirtiler grubu altında incelenir:

1. Dikkatsiz Eksikliği

  • Görevleri başlatmada veya sürdürmede zorluk.
  • Detaylara dikkat etmemek, sık hata yapmak.
  • Konuşmaları veya talimatları dinlemekte güçlük.
  • Düzen sağlama ve organizasyon gerektiren görevlerde zorlanma.
  • Unutkanlık (örneğin, eşyalarını kaybetmek).

2. Hiperaktivite

  • Sürekli hareket etme ihtiyacı.
  • Yerinde duramama, otururken bile hareket etme isteği.
  • Çok konuşma

3. Dürtüsellik

  • Sırasını beklemede güçlük çekme
  • Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verme, başkalarının konuşmalarını bölme
  • Düşünmeden, riskli davranışlarda bulunma.

Bu belirtiler bireyden bireye değişiklik gösterebilir ve genellikle farklı yaş gruplarında farklı şekillerde ortaya çıkar.

DEHB’nin Nedenleri

DEHB’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir:

1. Genetik Faktörler

DEHB, aile geçmişinde sıkça görülür. Genetik yatkınlık, bozukluğun gelişiminde önemli bir rol oynar.

2. Beyin Yapısı ve Fonksiyonları

Beyindeki dopamin ve norepinefrin gibi kimyasalların dengesizliği, DEHB’ye neden olabilir.
Beyin bölgelerindeki (örneğin, frontal korteks) farklılıklar, dikkat ve dürtü kontrolünde sorunlara yol açabilir.

3. Çevresel ve Biyolojik Etkenler

Gebelik sırasında yaşadığı sağlık sorunları, sigara ve alkol kullanımı
Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması, ciddi enfeksiyonlar.

DEHB’nin Teşhisi ve Tanısı

DEHB tanısı, genellikle kapsamlı bir değerlendirme sürecini içerir. Psikiyatristler bireyin belirtilerini gözlemleyerek, aile öyküsünü değerlendirerek ve davranışlarını analiz ederek ve klinik değerlendirme ölçekleri kullanarak tanı koyar. Tanı sürecinde DSM-5 kriterleri yaygın olarak kullanılır.

DEHB Yönetimi: Etkili Stratejiler

DEHB’nin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, bireylerin belirtileri kontrol altına almalarına yardımcı olabilecek birçok yöntem mevcuttur:

1. İlaç Tedavisi

Metilfenidat gibi uyarıcı ilaçlar, atomoksetin gibi uyarıcı olmayan ilaçlar, dikkat süresini artırabilir ve DEHB yönetiminde kullanılır.

2. Davranış Terapisi

Özellikle çocuklar için, olumlu davranışları artırmak ve olumsuz davranışları azaltmak amacıyla uygulanır.
Hedef belirleme, ödül sistemi gibi yöntemler kullanılır.

3. Eğitim ve Aile Desteği

Ailelerin DEHB hakkında bilgilendirilmesi, DEHB’den etkilenen kişiye destek olmalarını kolaylaştırır.
Öğretmenler, bireysel öğrenme planları oluşturabilir ve sınıf ortamını uyarlayabilir.

4. Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Düzenli uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite, DEHB semptomlarını hafifletebilir.
Ekran süresinin sınırlandırılması, dikkati artırabilir.

5. Zaman Yönetimi ve Organizasyon Teknikleri

Günlük planlar oluşturmak, görevleri daha küçük adımlara bölmek bireyin işlevselliğini artırabilir.

DEHB ve Toplumsal Yaklaşım

DEHB’nin yönetiminde bireysel çabalar kadar toplumsal anlayış da önemlidir. Toplumda bu bozukluğa yönelik farkındalığın artırılması, DEHB’li bireylerin damgalanmasını önleyebilir ve onların daha sağlıklı bir şekilde topluma uyumlanmalarını sağlayabilir.

DEHB, yaşamı zorlaştırıcı etkileri olan ancak doğru yönetimle bireylerin potansiyelini ortaya çıkarabilecek bir bozukluktur. İlaç tedavisi, davranış terapisi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi yöntemlerle DEHB’li bireyler, eğitim, iş ve sosyal yaşamlarında başarılı olabilir. Toplumda farkındalık ve destek artırılarak bu bireylerin yaşam kalitesi yükseltilebilir. DEHB’nin bir engel değil, yönetilebilir bir durum olduğu unutulmamalıdır.

Uzm. Dr. Yaprak Arslan
Psikiyatrist & Psikoterapist