Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Uzm. Dr. Yaprak Arslan Psikiyatrist & Psikoterapist

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), bireylerde aşırı, kontrol edilemeyen sürekli endişe, huzursuzluk ve “kötü bir şey olacak” beklentisi gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir psikiyatrik rahatsızlıktır. YAB, genellikle yaşam kalitesini düşürür ve bireylerin sosyal, mesleki ve ailevi işlevlerini olumsuz etkiler.

Dünyada yaygınlığı yaklaşık %3-6 arasında değişmekte olup kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir.

Tanım ve Semptomlar:
YAB, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin DSM-5 kriterlerine göre, en az altı ay boyunca hemen her gün aşırı endişe veya kaygının mevcut olması ile teşhis edilir.

Bu kaygı, bireyin çeşitli alanlardaki yaşam olaylarıyla ilgilidir ve aşağıdaki belirtilerle eşlik edebilir:

  • Kas gerginliği
  • Konsantrasyon zorluğu
  • Kolay yorulma
  • Uykusuzluk veya huzursuz uyku
  • Sinirlilik
  • Kontrol edilemeyen kaygı hissi

Etiyoloji (Nedenler):
YAB'nin gelişiminde hem biyolojik hem de çevresel faktörlerin etkileşimi önemlidir:

  1. Genetik Faktörler: Aile çalışmaları, YAB'nin genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceğini göstermektedir.
  2. Nörotransmitter Düzensizlikleri: Beyindeki serotonin, dopamin ve gama-aminobütirik asit (GABA) gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, anksiyetenin biyolojik temelini oluşturabilir.
  3. Psikolojik Faktörler: Çocuklukta travma, stresli yaşam olayları veya düşük özgüven gibi bireysel faktörler YAB riskini artırabilir.
  4. Çevresel Faktörler: Ailevi çatışmalar, ekonomik zorluklar ve kronik stres gibi durumlar YAB gelişiminde rol oynar.

Tedavi Yaklaşımları:

  1. Psikoterapi:
    • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): YAB tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. BDT, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını tanımlayıp değiştirmesine yardımcı olur.
    • Farkındalık Temelli Terapiler: Stres yönetimi ve anksiyetenin azaltılması için farkındalık (mindfulness) teknikleri kullanılabilir.
  2. Farmakoterapi:
    • Antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar tedavide etkilidir.
  3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri:
    • Düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve uyku düzeni gibi sağlıklı alışkanlıklar YAB semptomlarını hafifletmede yardımcı olabilir.
    • Alkol ve kafein gibi tetikleyici maddelerin tüketiminin azaltılması önerilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu, bireylerin yaşamını ciddi şekilde etkileyebilen ancak etkili tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Psikoterapi ve farmakoterapinin birlikte uygulanması ile uzun vadeli iyileşme sağlanabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB): Acil Tedavi Yaklaşımları

Yaygın Anksiyete Bozukluğu genellikle kronik bir hastalık olarak kabul edilse de, bazı durumlarda semptomlar aniden yoğunlaşabilir ve acil müdahale gerektirebilir. Acil tedavi yaklaşımı, bireyin fiziksel ve duygusal stabilitesini sağlamayı, kaygı düzeyini hızla azaltmayı ve uzun vadeli bir yönetim planı oluşturmayı amaçlar.

Acil Durumda YAB Müdahalesi: İlkeler ve Yöntemler

  • Durumun Değerlendirilmesi:
    1. Hastanın Durumunun Hızlı Değerlendirilmesi: Yüksek kaygı düzeyi nedeniyle bireyde taşikardi, nefes darlığı veya baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler olabilir. Bu belirtilerin altında ciddi bir tıbbi durum (örneğin kalp krizi, hipoglisemi) olmadığından emin olunmalıdır.
    2. Risk Değerlendirmesi: Kişinin intihar düşüncesi, kendine zarar verme riski veya panik atak belirtileri var mı, mutlaka sorgulanmalıdır.
  • Hızlı Müdahale Stratejileri:
    1. Farmakolojik Müdahale:
      • Anksiyolitikler (Benzodiazepinler)
        • Akut kaygı nöbetlerinde etkili olup hızlı rahatlama sağlar. Ancak, bağımlılık potansiyeli nedeniyle kısa süreli ve kontrollü kullanım önerilir.
      • Beta Blokerler (Propranolol):
        • Özellikle taşikardi, titreme ve terleme gibi somatik semptomların hızla azaltılmasında etkili olabilir.
    2. Psikososyal Destek ve Anında Müdahale:
      • Güvenli Bir Ortam Sağlama: Hastanın aşırı uyarılmışlık düzeyini azaltmak için sakin, sessiz ve rahat bir ortam sunulmalıdır.
      • Nefes Egzersizleri ve Gevşeme Teknikleri: Derin nefes alma, diyafram nefesi ve kas gevşetme egzersizleri, bireyin kaygı düzeyini hızla azaltabilir.
      • Duygusal Destek: Empatiyle dinleme ve bireyin güvende olduğunu hissettirme, semptomların hafiflemesine katkı sağlar.
  • Takip ve Uzun Vadeli Yönetim Planı:
    • Psikiyatrik Değerlendirme: Acil tedavi sonrasında bireyin uzun vadeli tedaviye erişimini sağlamak için psikiyatriste yönlendirilmesi önemlidir.
    • Psikoterapiye Yönlendirme: YAB'nin temel sebeplerini ele alarak ve kaygı ile başa çıkma becerileri geliştirilerek uzun süreli iyileşmeyi destekler.
    • Farmakoterapi: antidepresan ilaçlar, uzun vadede semptomların kontrolünde etkili olabilir.
  • Hasta ve Yakınlarının Eğitimi:
    • Hastanın ve yakınlarının kaygı yönetimi, tetikleyiciler ve kriz durumunda yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmesi önemlidir.
    • Gelecekteki olası atakların önlenmesi için düzenli uyku, dengeli beslenme ve stres yönetimi stratejileri anlatılmalıdır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu'nda acil tedavi, bireyin semptomlarını hızla hafifletmeye odaklanır. Bu süreçte farmakolojik tedaviler ve kısa vadeli destek teknikleri kritik bir rol oynar. Ancak, uzun vadeli başarı için psikoterapi ve farmakoterapinin birlikte uygulanması etkilidir. Kriz sonrası bireyin tedaviye düzenli katılımı sağlanmalı ve destekleyici bir çevre oluşturulmalıdır.

Uzm. Dr. Yaprak Arslan
Psikiyatrist & Psikoterapist